DOĞAN CÜCELOĞLU KİMDİR?

DOĞAN CÜCELOĞLU KİMDİR?

DOĞAN CÜCELOĞLU KİMDİR?

DOĞAN CÜCELOĞLU

Doğan Cüceloğlu, on bir çocuklu bir ailenin, on birinci çocuğu olarak 1938’de Silifke’de dünyaya gelmiştir. On yaşındayken annesini kaybetmiştir. Cüceloğlu, özgüveninin temel kaynağı olarak nitelendirdiği annesinin kaybından sonra yalnızlık duygusunun hâkim olduğunu ve yaşadığı farkındalıkla kendi yaşam yolculuğunda kendisini var etme çabasına girdiğini ifade etmektedir. Annesinin ölümünden sonraki süreçte yaşadığı depresyonu anlatırken çocuk zihni ile kadınların güvenilmez olduğu ya da sevilmediği ve sevilmek için başkalarının beklentilerini karşılaması gerektiği gibi bazı yanlış düşüncelere kapıldığını dile getirmektedir (Arslantürk ve Balcı, 2021).

CÜCELOĞLU VE OKUL HAYATI

Cüceloğlu, okula başladığı ilk gün öğretmeninin sert tavırlarından rahatsız olduğunu ve korktuğunu, etkilendiğini; sonrasında iletişim çalışmak istemesinin yaşadığı bu olaydan kaynaklı olabileceğini düşünmektedir. Okul yıllarında yanlış iğne sonucu yaşamının geri kalanında da etkilerini hissettiği fiziksel bir sorun yaşamıştır. Ertesi yıl yeniden okula başladığında karşılaştığı öğretmeni ise onun çocuk dünyasında pek çok olumlu iz bırakmıştır. Çocuğun dünyasında öğretmenin özel önemini her zaman vurgulamıştır. Ayrıca ilk okul yıllarına dair bir diğer anekdot da göbek adı sandığı tam ismini de ilk kez burada duymuş olmasıdır: “Mehmet Doğan Cüceloğlu”. (Arslantürk ve Balcı, 2021)

Cüceloğlu ortaokulu Silifke’de bitirmiştir. Ortaokul mezuniyetinin ardından babası kendisinin imam olmasını istemiştir. O ise bunu istemeyerek Ankara’da yaşayan ağabeyinin yanına gitmiş ve onun desteğiyle Ankara Atatürk Lisesine başlamıştır. Bu yıllardan köyden gelip şehir hayatına uyum sağladığı yıllar olarak bahsetmektedir. Lisede onun hayatına yön veren öğretmeni Cahit Okurer ile tanışmıştır ve psikoloji bilimini seçmesinde Cahit Bey’in büyük etkisi vardır. Cüceloğlu, öğretmeninin “Vatana millete hizmet için mesela bilim insanı olmak istemez misin?” diyerek kendisini psikoloji okumaya yönlendirdiğinden bahsederek “Ben istersem olur mu yani?” diye düşündüğünü dile getirir. O zamana kadar kendi kararlarını hiç vermediğini, ilk kez birisinin kendisinin gözünün içine bakarak soru sorduğunu ve bunun onu, “İstersem yapabilirim” düşüncesine inandırdığını ifade eder (Arslantürk ve Balcı, 2021).

CÜCELOĞLU VE PSİKOLOJİYE KATKILARI

Doğan Cüceloğlu’nun psikoloji okumaya karar verdiği ve bu amaçla İstanbul Üniversitesi’ne başladığı yıllar, Türkiye’de psikoloji tarihi açısından da önemli dönemlerdir. Mümtaz Turhan, İstanbul Üniversitesi’nde psikolojinin deneysel bir bilim olarak kurumsallaşması sürecinde öncü isimlerdendir. Cüceloğlu da İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğu yıllarda Mümtaz Turhan ile tanışmıştır ve asistanlığını yapmıştır.

İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun olduktan sonra ABD’de, Illinois Üniversitesi’nde Bilişsel Psikoloji (algılama, düşünme, iletişim) alanında doktorasını yapmıştır. Doktorasından sonra Türkiye’ye dönerek İstanbul Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Boğaziçi üniversitelerinde öğretim üyeliği yapmıştır. Fullbright Bursu’yla Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde ziyaretçi öğretim görevlisi olarak bir yıl boyunca çalışmalar yapmıştır. 1980-1996 yılları arasında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi, Fullerton’da görevlendirilmiştir.

Doğan Cüceloğlu, Silifke Mukaddem mahallesinden, alıştığı kültürden çıkıp Ankara’ya ve İstanbul’a gitmenin bir keşif olduğunu ancak Amerika’ya gidişinin kendisi için daha büyük bir keşif olduğunu, farklı kültür dinamikleriyle karşılaşmanın Türk kültürü için de farkındalık oluşturduğunu dile getirmiştir. Burada dil öğrenmek ve dersleri başarabilmek konusunda yaşadığı zorluklar sonucunda kendisini ciddi bir depresyon içerisinde bulmuş ve o dönemde Türkiye’ye dönmeyi hatta kendisini öldürmeyi düşündüğünü ifade etmiştir. Fakat toplumun tepkisinden dolayı bu fikrinden vazgeçtiğini eklemiştir.

Doğan Cüceloğlu kendisini “halk çocuğu” olarak tanıtmaktadır. Kendi coğrafyasına, kültür ve değerlerine karşı aidiyet ve sorumluluk duygusu hissetmektedir. Toplumdaki sorunların Türk vatandaşı olmanın farkındalığı ve sorumluluğuyla çözülmesi gerektiğine inanmaktadır. Bu sebeple ülkesinin insanlarının olabileceğinin en iyisi olmasına hizmet ettiğini ve bu yolda olmanın kendisine keyif verdiğini dile getirmiştir.

Doğan Cüceloğlu, çocukluğu insanın ana vatanı olarak tanımlamaktadır. Bu sebeple gerek kitaplarında gerekse konuşmalarında sık sık anne-babalık ve öğretmenlik kavramlarına büyük önem atfetmektedir.

O, ailede birtakım gereksinimlerin karşılanması gerektiğini savunur. Bu gereksinimleri; değerli olma duygusu, güven ortamı, yakınlık ve dayanışma duygusu, sorumluluk duygusu, zorlukların üstesinden gelmeyi öğrenme, mutluluk ve kendini gerçekleştirme ortamı ile sağlıklı manevi yaşam oluşturma ortamı olarak kategorize etmektedir. Sağlıklı aileleri, bu ihtiyaçların karşılandığı ve kişilerin kendilerini mutlu hissettikleri aileler olarak tanımlamaktadır. Her insanın içinde iç anne-baba ve iç çocuk sesleri mevcuttur. İç anne babayı gerçekçi, sonuç odaklı, ciddi; iç çocuğu ise hayalperest, heyecanlı ve sonuçları önemsemeyip sürece odaklanan ses olarak ifade etmektedir. Bu doğrultuda; iç çocuğun sesi kaybolduğu zaman haz, enerji ve heyecanın da kaybolduğundan bahseder. Sağlıklı bir aile yaşamı içerisinde büyüyen bireylerin iç anne-babaları ve iç çocukları arasında denge ilişkisi vardır.

“Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim,” düşüncesinden hareket ederek “Kahramanını söyle, kim olduğunu söyleyeyim” diyen Cüceloğlu, insanın kahraman olarak belirlediği kişilerin onun hayattaki temel değerlerini ve dünyaya bakış tarzını yansıttığını savunmuştur.

Cüceloğlu’nun özgün psikoloji anlayışının temellerini özellikle üç boyutta değerlendirebilmek mümkündür;

İ- lki psikolojiye işlevsel yönüyle bakmasıdır. Cüceloğlu hem psikoloji bilimine hem de ülkesinin insanlarına, onların iyi oluşlarına katkıda bulunmuştur. Onun hayatı boyunca sürdürdüğü bu çaba; bilimsel çalışmalarından, kişisel gözlem ve deneyimlerinden damıttıkları ile oluşturduğu bir tür uygulamalı psikoloji programı olarak görülmektedir.

-  ikinci boyutu varoluşçu özelliğidir. Eserlerinde ve konuşmalarında sıklıkla rastladığımız kendini gerçekleştirme ve kabul, farkındalık, kendini keşfetme gibi kavramlarla varoluşa, varoluşun kıymetine olan ilgisi onu Türkiye’de varoluşçu psikoloji açısından da özgün bir yere koymaktadır. Keza bu alanda Türkiye’de bu kavramları anlaşılır bir dille geniş kitlelere ulaştırması bu düşünceleri yaygınlaştırmıştır.

- Üçüncü boyut ise bilimsel çalışmalarının temel ilgisi olan iletişim, dil ve kültür konularını kişisel gelişim mahiyetindeki kitap ve konuşmalarında da bırakmamış olmasıdır. O, bilimsel yazındaki kuramsal zenginliği ustalıkla anlaşılır bir dil ile ifade etmiştir (Arslantürk ve Balcı, 2021).

Cüceloğlu’nun kolaylıkla kavramsallaştırdığı pek çok örnekte psikodinamik kuramdan, transaksiyonel analizden, gelişim psikolojisinden, duygular alan yazınından -ve daha birçok farklı disiplinden- izler görmek olasıdır. Cüceloğlu’nun bir ömre sığdırdığı çalışmalarla ortaya koyduğu psikoloji anlayışı onun sadece bir psikolog, bir bilim insanı değil aynı zamanda bir aydın, bir toplum gönüllüsü olarak hafızalarda yer etmesini sağlamıştır.

Cüceloğlu’nun Türkçe ve İngilizce dillerinde kırkı aşkın bilimsel makalesi yayımlanmıştır. Türkiye’ye 1996 yılında son kez dönen Cüceloğlu yaşamının sona erdiği 2021 yılına kadar Türkiye’de üniversite öğrencilerine, öğretmenlere, anne babalara ve yöneticilere yönelik çok sayıda seminer, konferans ve atölye çalışmaları düzenlemiştir. Türk insanının düşünce, duygu ve davranışlarını bilimsel psikoloji kavramları içinde inceleyen pek çok eser kaleme almıştır. Doğan Cüceloğlu’nun kitapları halen geniş kitlelere ulaşmaya devam etmekte, dijital platformlarda paylaşılan konuşmaları büyük ilgi görmektedir.

Doğan Cüceloğlu 2017 yılında Üsküdar Üniversitesinin düzenlediği Yüksek İnsani Değer Ödülleri töreninde “Yüksek İnsani Değer Ödülünü” almaya hak kazanmıştır.

16 Şubat 2021’de, İstanbul’daki evinde 83 yaşında yaşama veda etmiştir.

Doğan Cüceloğlu’nun ilk kitabı 1991 yılında çıkardığı “İnsan İnsana” adlı eseridir. Doğan Cüceloğlu son kitabı ise “Var mısın?” isimli kitabıdır.

Doğan Cüceloğlu eserleri aşağıda sıralanmıştır;

· İnsan İnsana (1991)

· İnsan ve Davranışı (1992) · İçimizdeki Çocuk (1992)

· 'Miş' Gibi Yetişkinler: Yetişkin Çocuklar (1994)

· İçimizdeki Biz (1996)

· İyi Düşün Doğru Karar Ver (1998)

· Savaşçı (1999)

· ‘Keşke’siz Bir Yaşam İçin İletişim: İletişim Donanımları (2002)

· Başarıya Götüren Aile- Sınav Döneminde Ana Babalık (2006)

· Bir Kadın Bir Ses (2006)

· Korku Kültürü: Niçin 'Mış Gibi' Yaşıyoruz? (2008)

· Onlar Benim Kahramanım (2009)

· İnsan İnsana Sohbetler (2011)

· İnsanı Ararken Damdan Düşen Psikolog (2013)

· Gerçek Özgürlük (2014) · Derviş'in Aklı: Profesör Ahmet Dervişoğlu ile Sohbetler (2016)

· Evlenmeden Önce, (2017)

· Öğretmenim Bir Bakar Mısın? - Öğretmen'in Gücü Üzerine (2018)

· Var Mısın? (2021)

· Geliştiren Anne-Baba (2021)

· Öğretmen Olmak (2013)

KAYNAKÇA

Arslantürk, G., & BALCI, A. (2021). Kendi İçinde Mütevazı Bir Akım “Doğan Cüceloğlu”: Yaşamı, Eserleri ve Psikoloji Anlayışı. Temaşa Erciyes Üniversitesi Felsefe Bölümü Dergisi, (15), 5-16. https://www.inkilap.com/blog/icerik/dogan-cuceloglu https://dogancuceloglu.net/dogan-cuceloglu/yasam-yolculugu/