- Pınar EZGİN
- Hansel Ve Gratel , Masallar , Metaforlar , Semboller , Bilinçdışı , Oyun Terapisi , Çocuk Psikolojisi , EMDR , BDT , Şema , Psikodinamik , Üsküdar Terapist , Koşuyolu Terapist
- 7 Ekim 2024
- 3
Haftalardır masallar üzerine yazıyorum. Çünkü çocukların dinledikleri masalları çok önemsiyorum. Masumluğun sembolü olan çocuklarımıza okuduğumuz masallar ne kadar masum?
Hansel ile Gretel’e bakalım bu hafta.
Bir babanın çocuklarını karısının sözünü dinleyerek vurgulanan masalda ormanın derinliklerinde ölüme terk edişi ile hikaye başlıyor. Üvey annenin ısrarına dayanamayan babanın çaresizliği de normalleştirilen masalda çocuklara hayatta en çok güvenmeleri gereken kişi ebeveynleriyken bakım alma süreçlerinde farkında olmadan verilen mesajlar ; Aman dikkatli ol babana bile güvenme ve üvey anneler kötüdür. Ve evdeyken üvey annenin çocuklara yaptığını ormanda kaybolduklarında cadı yapar. Ebeveynler güvenliği sağlayan iki temel kavram iken, üvey anne tehlikeli, güvensiz bir durumdur. Ancak üvey anne ile her şeyi tek tek birlikte yapan baba olmasına rağmen , öz olduğu için çocuklar babalarını sorgulamadan affederler.
Ve masal ilerledikçe Gretel, çocuk yaşta, planlayıp tasarlayarak cinayet işliyor ve bu cinayet masumlaştırmak isterken çocukları, psikolojik açıdan çok riskli yerlere götürebileceği hiç düşünülmemiş. Kötülüğün tek cezası vardır öldürmek… Masalda cadı öldükten sonra da hak edttiklerini düşündükleri için eve girerek hırsızlık yapıyorlar. Dikkatlice bile değil şöyle üstün körü bile okursanız masalı ihanet, cinayet, hırsızlık gibi kavramların çocukların kulağına normalleştirilerek fısıldandığını anlayabilirsiniz. Süzgeçten geçirilmeden okunan bu ve bu tarz masalların bilinçaltına işlenerek çocukların özgüven eksikliği, içe dönüklük, kaygı bozukluğu ya da saldırgan davranışlar göstermelerinde etkisi olabilmektedir.
Çocukken hayran olduğumuz bu masalları dinlerken bu dünyanın gerçek olmadığını bilsek de belki bir parçası olmak veya en sevdiğimiz karakterler gibi olmak istedik. Bugün yetişkin olarak bu masalları okuduğumuzdaysa masalların bir yanıyla hiç de masum olmadığını aksine acımasız olduğunu fark etmek beni her zaman derinden etkilemiştir. Çocuk masalları yazanların hitap edecekleri yaş grubu özelliklerine dikkat etmeleri, bir uzman desteği ile de okuyucuya sunmaları gerektiğini yeri gelmişken söylemeden edemeyeceğim.
Yetişkin hayatımızda karşılaştığımız her haksızlıkta, her ihanette veya acı verici bir tecrübede öfke ile saldırma alışkanlıklarımızı gözden geçirecek olursak belki de küçükken bize okunan masalların etkisi yok diyebilir miyiz? Çocukların hayal dünyalarını destekleyen, sevginin, korumanın ve korunmanın değerini hissettiren, paylaşmanın ve adaletin olduğu masallar dünyası ile belki de daha yaşanabilir bir dünya için belki de o yaşlarda anlamalarını sağlayabiliriz…Ne dersiniz ?