OKULA UYUM SÜRECİ

OKULA UYUM SÜRECİ

OKULA UYUM SÜRECİ

Okula başlamak, çocuklar için kritik bir dönüm noktasıdır. O zamana kadar, sürekli anne ve babasıyla veya kendisini güvende hissettiği başka kişilerle bir arada olan çocuk, tanımadığı bir ortamda tek başına kalma ve yeni sorumluluklar üstlenme sürecine girer. Bu süreç, çocuğun kurallarla tanışmasını ve özgürlüğünün ev ortamına göre kısıtlanmasını gerektirir. Ayrıca, okuma yazma ve matematik gibi konularda başarı göstermesi beklenir. Bu durum, çocuklarda korku, kaygı, heyecan ve diğer duyguları tetikleyebilir. Bazı çocuklar bu uyumu daha kolay sağlarken, bazıları bu değişikliklere henüz hazır olmayabilir. Hazır olma durumu, sadece akademik yeteneklerle değil, aynı zamanda sosyal, duygusal, fiziksel ve bilişsel gelişimle de ilgilidir.
Okula uyum sağlanmasında yaşanan zorlukların bazı nedenleri; 
•    Çocuğun anneye karşı geliştirmiş olduğu bağımlılık sonucu anneden ayrılamaması,
•    Çocukta özgüven eksikliğinin olması,
•    Çocuğun okulu yanlış algılayışı ve okula ceza olarak gönderilmesi,
•    Aile içerisinde sorunlar yaşanması,
•    Ailede yeni bir kardeşin doğması, bir yakının ölümü, hastalığı vb. problemlerin olması şeklinde açıklanabilir.  
Tüm bunlara ek olarak, çocukların duygu düzenleme becerilerinin de okula uyumu etkileyen bir diğer önemli faktör olduğu bilinmektedir.
Uyum problemlerini azaltmak ve çocuğun okula uyum sürecini kolaylaştırmak amacıyla ailelere öneriler: 
1. Çocuklarıyla okulla ilgili sohbet edebilirler:
•    Çocuğu okula başlamadan önce bir okul gezisine götürmek, onun için önemli bir adımdır. Bu gezi, çocuğun anne babasından duyduğu okul ortamını görmesini sağlar, böylece anlatılanların doğruluğunu test edebilir ve okul hakkındaki korkularını aşabilir.
•    Okul hakkında olumsuz cümlelerden kullanmaktan kaçınmalıdırlar. 
•    Okulla ilgili abartılı söylemlerden kaçınmalıdırlar. Eğer anlatılanları çocuk okulda bulamazsa bu daha büyük bir uyum sorununa neden olabilir.
•    Çocuğun ne kadar süre okulda kalacağını ve okuldan ne zaman alınacağını mutlaka söylemelidirler. 
•    Çocuk okuldan döndüğünde günün değerlendirmesini yapabilirler. 
2. Çocuklarıyla öğretmeniyle ilgili sohbet edebilirler:
•    Öğretmenler sınıfta her zaman çocuklarla birebir ilgilenme şansına sahip olamazlar. Çocuklarına bu durumun öğretmeninin kendisini sevmediği ya da kendisiyle ilgilenmediği anlamına gelmediğini, bu durumun sınıftaki öğrenci sayısının fazla olmasından kaynaklandığını açıklayabilirler.
•    Evde çocuğu kesinlikle öğretmeni ile tehdit etmemelidirler. İlk günlerden “Şunu yapmazsan öğretmenine söylerim.” gibi ifadeler çocukların ileride öğretmenleri ile kuracağı ilişkiyi olumsuz etkiler.
3. Okula devam konusunda kararlı ve destekleyici bir tutum sergileyebilirler. Ayrıca vedalaşmaları kısa tutmak çocukların ayrılıkların doğal olduğunu anlamasını sağlayacaktır. 
4. Çocuklar yaşadığı durumdan ötürü zaman zaman ağlayabilirler. Her çocuk farklı ve özeldir. Bu nedenle aileler çocuklarının kişilik yapısını göz ardı etmemelidirler ve çocuklarını başka çocuklarla kıyaslamaktan kaçınmalıdırlar. 
5. "Eğer ağlarsan giderim.", "Sen artık büyüdün, bebekler ağlar.", "Böyle davranırsan bu okulda kimse seni sevmez.", "Bugün sınıfında kal, söz yarın seni getirmeyeceğim.", "Galiba sen bu okula alışamayacaksın." gibi olumsuz söylemlerden kaçınmalıdırlar.
6. Çocukların ailelerine güvenmesi çok önemlidir. Ailelerin, uyum sürecinde çocukları aldatma ya da kandırma yoluna gitmemeleri gerekir. Aile, eğer okulda kalacağına söz verdiyse, çocuk dersteyken ya da oyuna dalmışken bırakıp okuldan ayrılmamalıdırlar.
7. Bir sonraki gün için giysi ve çanta hazırlığını akşamdan bitirebilirler. Bu ertesi sabahın telaşlı geçmesini önler.
8.Tüm bunları yaparken sürecin daha sağlıklı yürütülebilmesi için ihtiyaç duyulması halinde bir uzmandan yardım alabilirler.