RUMİNASYON VE ENDİŞE

RUMİNASYON VE ENDİŞE

RUMİNASYON VE ENDİŞE

Ruminasyon ve Endişe
Psikopatolojilerin ortaya çıkması ve devam etmesinin anlaşılmasında tekrarlayıcı, olumsuz ve kontrol edilemez olan zorlayıcı düşünceler incelenmeye başlanmıştır. Bu düşünce türlerinden biri olan endişe, kaygı ile ilgili bozuklukların incelenmesinde ön plandadır. Diğer bir zorlayıcı düşünce türü ruminasyon ise genellikle depresif bozukluklarla ilişkili olarak ele alınmaktadır. Bu kavram, İngiliz dilinde “geviş getirmek, çok uzun süre muhakeme etmek ve derin düşüncelere dalmak” manasındadır. Endişe, belirsiz bir sonucu olan ancak olumsuz sonuçlanacağına inanılan gelecek olaylar hakkında duyulan kaygıya eşlik eden bilişsel bir etkinliktir. Ruminasyon ise bireyin yaşadığı olumsuz olayların sonrasında, kötü düşünceleri sonlandırmak için çaba sarf etmeyip, yaşadığı olumsuz olayların kendisinde yaşayabileceği kötü durumlar üzerine sürekli ve tekrar eden düşüncelere kapılmasıdır. Kişilerde genellikle dairesel düşünme kalıpları mevcuttur, bu nedenle düşünceler kısır bir döngü içerisinde sürekli başa dönmektedir. Ruminasyonda kişi dikkatini tekrarlayıcı olarak depresif bir halde olduğuna, depresif düşüncelerin anlamına ve olası nedenlerine odaklanmaktadır. Ruminasyon geçmiş odaklı temalar etrafında dönerken, endişe ise geleceğe yönelik düşünceler etrafında döner. Depresif ruminasyonun geçmişle ilgili olumsuz düşünceleri kapsarken, kaygının gelecekteki potansiyel tehditler hakkındaki olumsuz düşüncelerle ilgilidir. Endişe, ruminasyonu desteklemektedir. Endişe, kişilerin gerçek bir tehdit olmamasına rağmen bir şeylerin yanlış gittiğini düşünmesine yol açarak ruminatif düşünce biçiminin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Ruminasyon ve Endişe Bizi Nasıl Etkiler?
Bu kişiler aslında kendilerini soyutlamakta, sürekli kendi problemleri ve bu problemlerin yarattığı olumsuz duygu durumuna odaklanmakta ve böylece bir çıkış yolu bulmaya çalıştıklarını düşünmektedirler. Ancak kişi bu şekilde geçicide olsa problem ile başa çıksa da uzun vadede daha çok sıkıntı ve problemleri artmakta kendini kısır bir döngünün içerisinde bulmaktadır. Bu tarz düşünme şekli kişinin günlük hayatta aile, iş ve sosyal yaşantıları için problem çözme yeteğini ve başa çıkma becelerini işlevsiz hale getirmektedir.
Ruminasyon; olumsuz duyguları büyütür ve güçlendirir, problem çözme ve baş etme yöntemlerini engeller, değişen koşullara ve bağlama karşı duyarlılığı azaltmaktadır. Bu belirtiler psikopatolojiyi şiddetlendirmektedir. Aynı zamanda insanların, uzun süre ruminasyon yaşaması ise depresyon ve anksiyete gibi çeşitli ruh sağlığı durumlarını sürdürme ve şiddetlenmesine sebep olabilir. 
Sonuç olarak bu sendroma yakalanan bireyler, duygu ve düşüncelerini etkili bir şekilde düzenleyememekte aynı zamanda etkili problem çözme yöntemlerini de öğrenmekten mahrum kalmaktadırlar.