Travma Nedir?

Travma Nedir?

Travma Nedir?

TRAVMA 

Kişinin başına  gelen her olumsuz olay travma yaşamasına sebep olur mu?

Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El Kitabı’nın (The diagnostic and Statistcal Manuel of Mental Disorders) 5. Baskısı ( DSM- 5, Amerikan Psikiyatri Birliği (APA), 2013) travmayı şöyle tanımlamaktadır:
Aşağıdaki bir ( veya daha çok) yoldan;

- ölüm,

- ciddi yaralanma, 

- cinsel şiddete,

- tehdite maruz kalmak,

- travmatik olay(lar)ı doğrudan yaşamak,

- olay(lar) diğerlerine olurken şahsen tanık olmak,

- yakın bir aile üyesi veya yakın arkadaşın travmatik olay(lar) yaşadığını öğrenmek,

- bir aile üyesinin ölüm veya ölüm tehlikesi yaşaması durumunda olayın şiddet içermesi veya kaza sonucu olması,

- travmatik olayın rahatsız edici detaylarını tekrar tekrar veya aşırı ölçüde maruz kalmak (not: A4 kriteri elektronik medya, televizyon, film ve resimler yoluyla maruz kalmayı, bu durum iş gereği olmadıkça içermez).

Örseleyici bir olayın travmatik olabilmesi için mevcut kriterlere uymak durumunda olması süregiden bir tartışmadır. Bizim kanaatimiz bireyin içsel kaynaklarının kısa sürelide olsa örseleyici olaya karşı, kaynaklarının baş etmede yetersiz kalışı ve uzun süreli semptomlar üretmesinin travmatik bir deneyim olduğu yönündedir.

GELİŞİM DÖNEMLERİNE GÖRE TRAVMA SÜRECİ
Bireyler yaşlarından bağımsız olarak çevrelerinde gerçekleşen olayları algılaya bilme yetisine sahiptir. Bebekler için travma etkisi yaratacak her türlü örseleyici olay, alışa gelen davranış ve tutumlarda değişikliğe sebebiyet verebilmektedir. (Barenbaum, Ruchkin ve Schwab - Stone, 2004). Bebekler ve çocuklar örseleyici olaylara tepki olarak huzursuz davranışlar, uyku ve yeme problemleri gibi dışa vurabilirler (Coates ve Schechter, 2004).
0-3 yaş bebekler ve yeni yürümeye başlayan çocuklar için olası TSSB tepkileri:
•    Kolay şaşırma, Kaygılı görünme
•    Yatak ıslatma, konuşma problemleri gibi gerileme davranışları  
•    Bakım verenlerden ayrılamama ve kaybetme korkusu
•    Sosyal ilişkilerde tutukluk ve ürkeklik 
•    Kontrol edilemeyen saldırganlık
•    Travmayla ilgili tekrarlanan oyunlar 
4- 6 Yaş Okul Öncesi Çocuklarda TSSB Tepkileri:
•    Değişen yaşam koşullarına uyum güçlüğü
•    Kayıp durumlarında güvensizlik ve suçluluk
•    Canavarlardan, rüyalardan ve gerçekçi olmayan şeylerden korkma 
•    Afetlerle ilgili abartılı öyküler, sürekli olarak afetlerle ilgili sorular sorma 
•    Şiddet veya travma içeren oyunlar
•    Saldırganlık ya da içe kapanma
•    Daha önceki gelişim dönemlerine gerileme, bebeksi konuşma, yeniden bezlenme vs. 
•    Kabuslar ve gece korkuları
•    Konuşma bozuklukları 
Bu yaş grubundaki çocuklar yaşanan kötü olayların kendi düşüncelerinden kaynaklandığını düşünüp suçlu hissedebilirler. Çocuklarl terapi yapan psikologların en çok karşılaştıkları bu tür düşüncelerin  çocuklarda kaygı, utanç, zihinsel bulanıklık ve dünya ile ilgili yanlış algıların oluşmasına sebebiyet verdiğidir. 

7-12 Yaş Okul Çağındaki Çocukların TSS Tepkileri:
•    Okul öncesi döneme gerileme sonucu akranları tarafından red edilme ile yeterlik ve özerklik duygularının engellenmesi
•    Okula gitmek istememe ve okul başarısında düşme
•    Saldırganlık ve çok konuşma
•    Kabuslar, uyku sorunları, vücut ağrıları ve ayrılık kaygısı
•    Dikkat ve konuşma sorunları, isyankar davranışlar
•    Yağmur ve rüzgar gibi doğa olaylarından irkilme

13- 18 Yaş Ergenlik Dönemi TSS Tepkileri:

Yoğun üzüntü, harekette azalma, odak problemleri, heyecan ve yerinde duramama, sık değişen ruh hali, baş ve karın ağrıları, sinirlilik, içine kapanma, bağımlılık  ve intihar gibi girişimler gözlenebilir.
•    Dünya ve gelecek hakkında karamsarlık
•    Suçluluk ve çaresizlik tepkilerinin normalliğini sorgulama
•    Riskli ve dürtüsel davranışlar
•    Travmatik yaşam sonrası sorumluluklarının değişmesiyle yaşından olgun davranışlarda bulunma
•    Bakım verenlerle çatışma gibi durumlar gözlenebilir.

TRAVMALARA YÖNELİK TEPKİLERİMİZ BİREYLER ARASINDA NEDEN FARKLIDIR ? 

Travmalara verdiğimiz tepkiler çeşitli nedenlerden dolayı farklılık gösterebilir. Bireyin yaşı, cinsiyeti, eğitim düzeyi ve kişilik yapısı; travmanın niteliği, büyüklüğü ve kişinin olaya bakış açısı; Örseleyici olay sonrasında aldığı psikolojik, toplumsal ve ekonomik destek kişilerin travmaya verdiği tepkilerin farklılaşmasına neden olmaktadır. 
TSSB’nin gelişmesi her ne kadar travmanın niteliği ve şiddetine bağlı olsada her bireyin TSSB geçireceğinin söylenmesi doğru bir yanıt olmayacaktır. Örseleyici olaya karşın bireylerin çocukluk çağı travmaları, yaşanılan duygusal çatışmalar ve baş etme kaynakları değişiklik göstermektedir. TSSB ve kişilik özellikleri üzerindeki etkisini araştıran bir çalışmada benzer sonuçlara ulaşılmıştır. Strese dayanıklı kişilerin daha sosyal, daha aktif ve öz denetiminin daha kuvvetli olduğu sonucuna varıldığı bildirilmiştir (Hendin ve Haas 1991). Yaşanan travmatik olayların büyük bir çoğunluğu sosyal ilişkileri etkilemektedir. Sosyal çevrenin travma yaşamış kişiye verdiği tepkiler ruhsal durumu üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Destekleyici tutum olayın etkisini azaltırken, olumsuz tutumlar travmanın etkilerini şiddetlendirmektedir

TRAVMA SÜRECİNDE BEDENİMİZ BİZE NE ANLATIYOR ?

Bedenimiz bazı semptomları ortaya çıkardığında, ne anlatmak istediğine mi odaklanıyoruz yoksa semptomu hafifletip geçirmeye mi çalışıyoruz ?
Bazı durumlarda yaşanılan kayıp anlamlandırılamadığında, yas tutulamadığında veya yas süreci tamamlanamadığında, ifade edilemeyen duygular ve acılar kendini beden aracılığı ile ifade etmektedir. Kayıp her zaman bir kişi olmak zorunda değildir bir nesne, sağlık, statü, para veya işini kaybetmekte bir kayıp olgusu yaratmaktadır.
Beden çevresinde algıladığı hemen hemen her şeyi kayıt altına almaktadır. Bu süreç bilinçli değilken bile ve hatta anne karnında kayıt tutmaya başlamaktadır.
Semptomları ortaya çıkaran şey travmatik olaylardan ziyade bu deneyimlerin beyin tarafından işlenememesinden kaynaklanmaktadır. Kişinin yaşadığı travmatik olayın şiddeti ve büyüklüğü elbette ki önemlidir fakat yaşanan travma ile ne yaptığımız durumumuz hakkında belirleyici olandır ve bireyler travmatik yaşantılara karşı bir çok farklı tepki geliştirmektedir. Olayı yaşayan kişinin algısı ve değerlendirmesi travmanın belirleyicisidir. Travmatik olaylar çoğu kez beyin tarafından işlenilmeden kalır. İşlenilmeyen  travmatik olaylar bir şekilde görünür olmaya çalışır. Örneğin bedendeki yoğun ağrılar, migren ve mide rahatsızlıkları gibi. Kullanılan bazı ilaçlar acıyı hafifletmekte etkili bir çözüm olabilir fakat buna neden olan bilinç dışı etkenlere erişim çözümlemesi mümkün değildir. Bu çözümlemeler ve bilginin işlemlemesi için kullanılan yöntemlerden birisi de EMDR’dir. EMDR fizyoloji temelli bir terapidir. Ventus Eğitim Danışmanlık uzman psikologlarının da kullandığı EMDR terapi ile travmalarınızın işlemlenmesi ve yeniden işlemlenmsi mümkündür. 

Kaynakça:
•    Amerikan Psikiyatri Birliği, (2014). Ruhsal bozuklukların tanısal ve sayımsal el kitabı (DSM-5), Tanı ölçütleri el kitabı. (Çev: Köroğlu,E.) Ankara: Hekimler Yayın Birliği. (Özgün çalışma 2013)
•    Barenbaum, J., Ruchkin, V., & Schwab-Stone, M. (2004). The psychosocial aspects of children exposed to war practice and policy initiatives.
•    Coates, S. ve Schechter, D. (2004). Preschoolers traumatic stress post-9/11: Relational and developmental perspectives. The Psychiatric Clinics of North America, 27, 473-489.
•    Haa s A.P., Hendin H. & Singer P. (1987). Psychodynamic and structured interviewing:issues of validity. Compr Psychiatry 28 (1):40-53
•    https://www.psikiyatripsikoterapi.com/travma_3.asp
•    https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_22353.htm