YAŞAM POZİSYONLARI

YAŞAM POZİSYONLARI

YAŞAM POZİSYONLARI

Transaksiyonel Analiz Yaşam Pozisyonları
Eric Berne
, insanın yapısını, kendisini ve diğer insanları anlaması için bu kuramı oluşturmuştur.  Transaksiyonel analiz, her tür ilişkisel sorunları ele alır.
Transaksiyonel analiz kuramı uygulamaları kişilik, iletişim, gelişim, yaşam ve psikoterapi gibi geniş bir yelpaze üzerinde çalışmalar gerçekleştirir.
İletişim sırasında, konuşurken hangi benlik devredeyse, buna uygun transaksiyon devreye girer. Transaksiyonel analize göre özerklik için gerekli olan farkındalık, doğallık ve içtenlik becerilerinin gelişmesiyle paralellik gösterir. Transaksiyonel analiz hem bir psikoloji hem de iletişim teorisi alanında çalışmaları gerçekleştirir. Çocukluktan getirdiğiniz dinamiklerin farkına vararak dünü bugünden ayırabilir ve daha sağlıklı bir ruhsal yapıya sahip olabilirsiniz.
Yaşam pozisyonları kavramı, bireyin kendisine ve başkalarına ilişkin duygu, düşünce ve davranışlarının sonucunda oluşan algılarını dayandırdığı psikolojik durumu ifade eder
OK kavramı bireyin kendi potansiyeline inancını, kendisi ve çevresi hakkında olumlu algılarını temsil eden pozitif psikolojik özellikleri içeren bir yaşam kavramıdır.
4 Yaşam Pozisyonu bulunmaktadır. İnsanın çevresiyle olan ilişkisinde kendisini ve çevresini iyi ya da kötü olarak algılamasına dayalı olarak bir pozisyon benimsemesi sonucunda yaşam pozisyonları ortaya çıkar.
TA’ya Göre Yaşam Pozisyonları Nelerdir?
Ben OK’im, Sen OK’sin
En temel hatlarıyla, “Ben OK’im, Sen OK’sin” yaşam pozisyonundaki kişiler gerçekçidir. Soruna değil çözüme odaklı yani yapıcı, şefkatli, kendisiyle ve çevresiyle barışık, mutlu olmayı seçmiş ve huzuru yaşayabilen bireylerdir.
Ben OK’im, Sen OK Değilsin.
“Ben OK’im, Sen OK değilsin” yaşam pozisyonundaki kişilerde ise kendilerini haksızlığa uğramış ve aldatılmış hissedebilirler. Başkalarını karşı savunucu bir tutum içerisindedirler. Hatalara karşı tahammülsüz, eleştirel, baskıcı ve sürekli öğütler veren bir durumdadırlar.
Ben OK değilim, Sen OK’sin.
Bir diğer yaşam pozisyonu olan “Ben OK değilim, Sen OK’sin” yaşam pozisyonundaki kişiler ise çoğunlukla kendilerini güçsüz algılarlar; çaresizlik ve suçluluk duygularını yoğun hisseder ve depresyon duygu durumu içindedirler. Bir sorunla karşılaştıklarında sorunla yüzleşmek ve çözmek yerine sorundan kaçma yolunu tercih etme olasılıkları yüksektir.
Ben OK değilim, Sen OK Değilsin.
“Ben OK değilim, Sen OK değilsin” yaşam pozisyonundaki kişilere bakıldığında yaşamına seyirci kalan, umursamaz, mutsuz kısacası birçok açıdan sağlıksız bir tablo çizdikleri görülmektedir.
Yaşam pozisyonları bireyin çocukluğunda bilinçli ya da bilinçsiz olarak verdiği kararları ile farkında olarak ya da olmayarak oluşturulur. Yetişkin ego durumu geliştikçe bilinçli olarak da seçilebilmektedir
Bu durum yaşam pozisyonlarının bir yazgı olmadığı veya bir başka ifade ile bireyin terapi ile yazgısını kendisinin yeniden yazarak değiştirip oluşturabileceği anlamına gelmektedir.
TA kuramı insanı olumlu olarak ele alan insancıl bir yaklaşımdır ve insanın gerçekte değerli olduğu görüşünü savunur. TA’ ya göre herkesin düşünme kapasitesi vardır. İnsanlar kendilerinde ve çevrelerinde ne olduğunu anlayabilme potansiyeline sahiptir.
Transaksiyonel Analiz yaklaşımının temel felsefesi “İnsanlar Okeydir” düşüncesidir. Yani tüm insanlar ne yaparsa yapsın, kim olursa olsun değerlidir ve önemlidir. Bu bakış açısı bir kişinin davranışlarında hatalar olsa bile onun varlığının kabul edilebilir olduğunu vurgulamaktadır.
İnsanlar arasında farklılıklar vardır aynı zamanda da insan olarak herkes eşittir; bir kişinin davranışları beğenilmese bile onun varlığı kabul edilebilirdir. Transaksiyonel Analiz yaklaşımının bu temel anlayışından yola çıkarak, insan olmak koşulsuzca kabul edilmek ve affedilmek için yeterlidir denilebilir.